- sanat eseri
- произведение искусства
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
sanat eseri — is. Yaratıcılık ve ustalık sonucu ortaya çıkan üstün ve değerli eser Birçokları gibi Aziz Bey den kalan sanat eserleri de kaybolup gitti. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sanat — is., Ar. ṣanˁat 1) Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. T. Buğra 2) Belli bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eser — is., Ar. eṣer 1) Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. Y. K. Beyatlı 2) Yayın, kitap, yapıt Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. H. Z. Uşaklıgil 3) İz,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saz — 1. is., müz., Far. sāz 1) Her tür müzik aracı, çalgı 2) Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı 3) Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama İnce ve yüksek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
alan — is. 1) Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha 2) Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran 3) Yüz ölçümü 4) Eski Roma da açık hava gösterisi yapılan geniş yer 5) mec. Bir çalışma çevresi Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için … Çağatay Osmanlı Sözlük
duygan — sf. Aşırı duygulu Sanat eseri yaratmamakla beraber fazla hisli, duygan olanlar, duygularının kuvveti nispetinde, muhakkak, şu beş hissin noksanını sezip sızlanırlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
garami — sf., esk., Ar. ġarāmī Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan (sanat eseri) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kupa — 1. is., esk., Fr. coupé 1) Kapalı ve yalnız arkada oturulacak yeri olan, genellikle atların çektiği dört tekerlekli araba Araba, hususuyla kupa biçimindekiler, evin ve odanın bir divanı gibidir. R. H. Karay 2) İki kapılı bir tür spor otomobil 2.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pastiş — is., Fr. pastiche 1) Başka sanatçıların eserlerini taklit yoluyla meydana getirilen sanat eseri 2) Bir ekolün özelliklerine göre meydana getirilmiş eser … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal olay — is. İnsanlar arası ilişkilerden doğan ve bir defa olup biten sosyal oluşum, sosyal hadise Sanat eseri, estetik bir değerin taşıyıcısı olduğu kadar bir sosyal olaydır. S. Hilav … Çağatay Osmanlı Sözlük